Bölüm 2 - Mücadele ve Güçlenme
- Mutlu Ertunc Ozturk
- 14 Nis
- 2 dakikada okunur
Okula Dönüş
Okula döndüğüm üçüncü gün, yanımda arkadaşlarım varken müdürün sesinin yankılanması hala kulaklarımda, "Senin burada ne işin var? Defol, terket okulu!" diye bağırarak dikkatleri üzerime çekti. O an sadece şunları söyleyebildim: "Milli Eğitim Bakanına söyleyin, yalanlarınızı ve oyunlarınızı bu sefer yanlış kişiye oynadınız." Ama bunu söylerken ellerim ve sesim titriyordu, o anı her daim yaşıyorum.
Sınıfıma gitmek istedim ve çok sevdiğim öğretmenim Hülya İşcanlı yanıma geldi. "Mutlu, arkadaşların sana yardımcı olacak; bugün sınavı vereceğiz," dedi ve hemen arkadaşlarım hemen yanımda toplanarak destek olmaya başladılar. Bu süre zarfında, annem ve babam da okula gelerek disiplin kurulunda benimle ilgili savunma yapmak için hazır hale geldiler.
Disiplin Kurulu ve Aile Desteği
Disiplin kuruluna indiğimde, ailemin yanına geçtim. O konuşma hala aklımda. Babam, öğretmenlere şunları söyledi: "Eğer Mutlu’nun notlarına bakarsanız, gayet başarılı bir öğrenci. Okulda sevilen ve saygı gören biri. Bu durumda, burada oğlumu okuldan atma sebebinin geçersiz olduğunu biliyorsunuz." Babamın cesaret dolu sözleri benim için çok güçlendiriciydi.
Babam, "Eğer eşcinsel kimlikten kaynaklı bir suç arıyorsanız, suçlu olanlar annesi ve benim. Oğlum bu durumu seçmedi; biz yarattık onu. Eğer suçlu arıyorsanız, suçlu kişi biziz," dedi. Bu sözler beni derinden etkiledi ve babama olan saygım daha da arttı.
Disiplin kurulu, benimle işinin olmadığını ve sınava dönmem gerektiğini belirterek beni dışarı çıkardı. Dönüşüm beni daha çok güçlendirmeye başladı.
Zafer Anı ve Son Sözler
Okula geri döndüm, ama müdür, yıl sonunda tüm öğrencilere karne verirken beni çok zor bir durumda bıraktı. Diğer 15 öğrenci, müdürün elinden şekil aldı; ben ise bölüm öğretmenimden diploma aldım. Ve sonuç olarak, müdür başka bir okula atanmak zorunda kaldı.
Diplomu almak için tekrar okula gittiğimde, şeytanın odasına yaklaşırken içinde büyük bir öfke vardı. Elimdeki diplomayı arka cebime koyup, müdüre doğru yürüdüm. "Oyununu yanlış kişiye oynadın!" dedim. "Oğlumun siki belli ki babasına çekmiş, varla yok arası; senin gibi bir insan böyle oyunlar oynayamazdı. Ucube 2, şeytan 0!" diyerek öfke dolu bir bakışla odadan çıktım.
Dışarıda, Mutlu ismini kullanmıyordum; bu yüzden herkes beni Ertunç olarak bilmeye devam etti.
Comentarios